Dinle evlât! Sana bir çift söylenecek sözüm var;
Beni bilmek ister isen Hakka bağlı özüm var.
Neslim bana bühtan etmiş, yüreğimde sızım var.
Bu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır;
Şanlı tarih dile gelse, bütün dünya utanır!
İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm,
Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm.
Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm!
Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır;
Şarkdan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır.
Mazlumların gözyaşını şefkat ile silmişim,
Vatan, namus, din ve devlet kıymetini bilmişim,
Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim!
Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır,
Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır.!
İşte Büyük Osmanlı İmparatorluğu
http://www.facebook.com/turkiyesevdalilari
19.yüzyılda Almanya‘nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.
Fransızlar her sene nehrin Almanlar’daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı.
O sıralar birliğini temin edemeyen güçsüz Alman’lar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabi.
Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp imdat istemekte bulurlar.
Mektupta şöyle denmektedir;
Fransızlar her sene bize zulmediyor ve mahsulümüzü elimizden alıyorlar.
Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet’in de halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın.
Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez.
Yalnızca asker elbisesi göndermeyi kafi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.
Şaşkına dönen Almanlar çuvalı alıp mektubu okurlar;
(Fransızlar korkak adamlardır.
Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur.
Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kafidir.)
Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin.
Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın.
Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir.)
Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.
Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar.
Ertesi gün karşıdan gelen haber, Almanlar’ın sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur;
Osmanlı Torunu olduğum için birkez daha gurur duydum !
Bu olay, Mülhaymli’lerin gönüllerin de taht kurmuştur.
Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.
Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar.
Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutlarlar.